Makaleler

Nasıl bir alemde yaşıyoruz?
-
Gösterim: 16754
Evvelâ düşüncenin bilinenden hareket ederek bilinmeyene varma süreci olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Bu genel kabulden hareketle bir kainat görüşü oluşturmak için, seviyesi ne olursa olsun eldeki mevcut verilerden yola çıkmak gerekliliği ortada.
Bu kâinat görüşünün adına Kozmoloji-Kevniyyat diyoruz.
Kâinat görüşünün gerekliliği hayatı topyekün olarak izah edebilmek için şart. İnsanın tek başına kendisinden başlayarak, içinde yaşadığı sosyal çevreyi, bu çevrenin doğurduğu iktisadî, siyasî, kültürel, ilmî tüm olayları bir bütün halinde ve çelişmez bir biçimde izah edebilmesi lâzımdır. Aksi durumda birbirine bağlı olmayan görüş ve düşüncelerden hareketle ortaya konulacak ferdî ve toplumsal önerilerle doğruya vardırıcı, özellikle müslümanların dinin öngördüğü kuralları kesiksiz olarak hayata aktarabilmesi için gerekli alt yapı kurulmamış demektir. Davranışlarımızın bu kozmoloji içinde yer alması gerekiyor.
Kozmoloji ideoloji değildir. Kozmoloji ile ideolojiyi birbirinden ayıran en önemli özellik şu: Kozmoloji «neyse o» halinin ne olduğunu ortaya koyarken ideoloji mevhumelerden yola çıkılarak elde edilen sağlıksız akli istidlallere yaslanılarak «olması gereken/istenen» hakkında dayatmacı bir dünya görüşünü sistem haline getirmektir.
Bu konuda yapılacak ilk iş geleneksel bir çizgi üzerinden geriye doğru giderek islâm düşünce hayatı içinde, geçmiş islâm düşünürlerinin geliştirdiği anlayışlara bugünün anlayış biçimini önce bağlayarak, sonra da bu günkünü geçmişin doğru hat üzerindeki anlayışının bir uzantısı olarak yeni bir anlayış halinde ortaya koymaktır. Gelenekten kopuk bir anlayışın yeni bir şey kazandıracağını sanmıyorum. Her şeyi silbaştan yapmak anlamsız bir iş. Sonuçta sağlıklı bir yöntemle varılacak sonuç aynı olacağına göre lüzumsuz ve başıboş arayışlara girmek sorunlara bulunacak çözümün süresini uzatmaktan öteye gitmez.